Topkapı Sarayı

Uyarı 1: Müze kartınız varsa bilet almadan sadece Saray’ı ve Saray’ın bahçelerini gezebiliyorsunuz. Fakat Harem gibi bazı özel bölümlere girebilmek için (müze kartınız olsa da ödüyorsunuz), herkes gibi en baştaki bilet alma sırasına girmeniz gerekiyor. Ayrıca, bu özel bölümlere müze kartınız olsa da ekstra para ödeyerek girebiliyorsunuz. Mesela Harem Bölümü için herkes 25 lira ödemek zorunda.

Uyarı 2: Müze kartınız yoksa, girişten daha önce müze kartmatiklerden satın alabilirsiniz.

Uyarı 3: Harem bölümünü ziyaret etmenizi kesinlikle öneririm. Topkapı Sarayının çoğu restorasyonda olduğundan Topkapı biletinizle görebileceğiniz pek bir oda bulunmuyor. Halbuki, harem biletiyle  Validehan ve Sultan Sofası bölümlerini ziyaret edebiliyorsunuz.

Uyarı 4: Konyalı Restoranı inanılmaz güzel bir konumda ve Topkapı içerisindeki tek restorandır. Çay içebileceğiniz bile başka bir yer yok. Ama biraz pahalı bir çayın 10 lira olması pek sevindirici değil.

 4. Avludaki Konyalı’nın yukarısındaki balkonlardan çok güzel bir İstanbul manzarası bulunuyor.

Uyarı 5: Aya İrini Kilisesi, Topkapı Sarayı ile aynı bahçede hemen girişteki Emirgan Sütiş’in arkasında kalıyor. Aya İrini kilisesinde neredeyse hiç sıra olmadığı için ikinci ziyaret sırasına koymanız önemli olacaktır. Aya İrini Kilisesi hakkındaki yazımı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.

Girişten sonra hemen karşınıza gelecek bu yapı Babüssaade olarak geçiyor. Burası, sultanların saraydaki varlığını temsil ediyor. Burada tahta çıkıyorlar ve bayramlaşma törenlerini yapıyorlar. Törenler dışında Padişahlar burayı kullanmıyorlarmış. Süslemeler genellikle rokoko tarzından altın renkli ve çok kabartmalıdır.

Arz Odası (Sultan’a arz edilen oda):  Burada özellikle görmeniz gereken taht törenleri için olan değerli taşlarla kaplı bu örtüdür.

Koğuşlardan birinde Osmanlı Soy Ağacı gibi önemli tabloları görebilirsiniz girişte solda kalıyor (Kutsal emanetlerin yanında).Kutsal emanetler bölümünde Hz. Musa’nın İsası, Hz. Muhammed’in ayak izi gibi çok sayıda kutsal emanet var. Çıkışa doğru gittiğinizde de bir imamın da canlı olarak ezan okuduğunu görüyorsunuz.

Sünnet odası: 1640 yılında Sultan İbrahim tarafından yaptırılmış ve şehzadelerin sünnet düğünlerinin de burada düzenlenmesinden dolayı böyle anılıyor.

Görebileceğiniz bazı konaklar mevcut: Sofa ve Revan köşkü gibi.

Sofa Köşkü (Merdivenbaşı KasrıMustafa Paşa Köşkü)‘nün harika bir manzarası bulunuyor. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından yapıldığı sanılıyor. Sultanlar bahçedeki spor oyunlarını ve düzenlenen şenlikleri izlerlermiş.

Revan köşkü: Sultan IV. Murad’ın Revan Seferi ve zaferi anısına 17. yüzyıl çinileri kullanılarak yapılmış ve bir ara Has Oda kitaplığı olarak kullanılmıştır.

Harem

Aslında burası hem kuşhane hem de Harem kapısı. Eskiden burası küçük bir iç avluymuş. Kapı çevresinde kuş beslenir ve padişahlar için pişirilirmiş.

Harem girişinden girdikten sonra sol tarafta Cariyelerin yemeklerini aldıkları tezgahı görebiliyorsunuz. Buradan geçtikten sonra karşınıza mükemmel döşenmiş renkleriyle insana ferahlık veren Validehan’ın kullandığı Harem Bölümü’ne ulaşıyorsunuz.

Valide Sultan Dairesi, Padişah dairesi ile birlikte haremin en geniş alanını oluşturuyor. Alt katlar cariye koğuşları üst katlarda ise Valide sultan ve kalfalarına ait odalar bulunuyor. Bu güzel süslemeler ise 19. yüzyılda yapılmışlar.

Buradan da bence gezinin en güzel yerine yani Hünkar Sofası‘na varıyorsunuz. Bizim iznik çinileriyle Hollanda çinileri karışımı rokoko (altın, süslü) üslup ile burada bulunuyor. Has oda ve hamamlar arasında merkezi bir konumda bulunuyor. Davud Ağa tarafından inşa edilmiştir. Padişahlar burada törenler yapar ve kabul salonu olarak kullanırlarmış. Girişte sol tarafta  bulunan piano ve bazı müzik çalgılarının olduğu kısım eskiden kiler olarak kullanıldığı düşünülüyor. Şimdi ise Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş olan III. Murad Has odası: Harem’de padişahların resmi ve özel dairesi olarak kullanılmıştır. 16. yüzyıl iznik çinileriyle döşenmiş bir odadır.
Buradan da Çifte Kasırlar (Veliahd Dairesi): 17. yüzyıldan inşa edilen iki has odadan oluşuyor. Yine çok özel çinilerle kaplı. 18. yüzyıldan itibaren Veliahd Şehzade dairesi olarak kullanılmış. Tam olarak Has oda ile gözdeler koğuşu arasında kalıyor. Ne yazık ki Gözdeler koğuşu (Mabeyn Taşlığı ve dairesi): Büyük bir havuza ve Şimşirlik adlı bir bahçeye bakıyor. Bu havuz da tabi ki bomboş duruyor. Burası da Veliahd Şehzade dairesiyle Has oda arasında bulunuyor.
Gözdelerin daireleriyle Altın yol arasındaki  altın varaklı mescid Topkapı Sarayın’dan tamamen çıkmadan evvel de kesinlikle bu kubbeli yapıyı yani Divan-ı Humayun‘u ziyaret etmelisiniz. Bu bina kubbeli olduğu için ve görüşmeler yapıldığı için kubbealtı denmiştir. Burada devletin iç ve dış siyasetini ilgilendiren konular konuşulurmuş. Sonunda vezirler sırayla arz odasına çağrılır (Arada ikinci büyük kapı var) burada padişaha açıklamalarda bulunurlarmış. En gösterişli törenler her üç ayda bir yapılan ulufelerin dağıtıldığı zaman yapılırmış. O günde genelde elçilerin kabulünü de gerçekleştirirlermiş. Gösterişli bir karşılama olduğu kesin. Topkapı Sarayı’nda çektiğim öteki resimler

İyi Ziyaretler,