Uyarı 1: Bologna aslında birçok büyük şehrin kesişimi noktasındadır. Bologna’dan otobüs ya da trenle rahatlıkla Milano, Floransa, Venedik, Rimini- San Marino yönlerinden birini tercih edebilirsiniz. Bologna’yı genel olarak inceleyebilmek için 1-2 gece kalmanız yeterli olacaktır.
Milano hakkındaki yazımı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Floransa hakkındaki yazımı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Venedik hakkındaki yazımı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Rimini- San Marino hakkındaki yazımı okumak için burayı tıklayabilirsiniz.
Buralar haricinde civarda gidebileceğiniz küçük birkaç italyan kasabası da bulunuyor: Modena ve Forli en doğru tercih olacaktır.
Uyarı 2: Gardan çıktıktan hemen sonra karşınızda çok güzel bir park göreceksiniz. Bu park yukarıda kapakta bulunan resmin olduğu yer yani Montagnola Parkı‘dır. Parktan daha ileri gittiğinizde ve sokakları dolaşmaya başladıktan sonra etrafınıza dikkat ederseniz çok sayıda genç yaşlarda insanlar göreceksiniz. Bunun nedeni Bologna’nın aslında büyük bir öğrenci kenti olmasından ötürüdür.
Uyarı 3: Bologna’nın dokusunun kiremit rengi ağırlığında olması dikkatimi ilk çeken özellik olmuştu. Şehirde diğer italyan şehirlerinden farklı olarak gördüğüm ilk nokta ise sokakların sizi tarihi binalara direk ulaştırmaması ya da tarihi binaların diğer binalar arasında kaybolması olmuştu. Şehirde görülecek yerlerin büyük bir kısmının içerisinin ziyaret edilememesi ve bu noktaların birbirlerinden oldukça uzakta bulunması üzerine Turist otobüsüne binmeği tercih etmek zorunda kaldım. Otobüste 2 kere şehri turladıktan sonra sırayla görmeyi ilk olarak tercih edeceğim noktaları belirledim ve tura başladım.Uyarı 4: Bologna’da ilk görmeniz gereken yer 1100lü yıllardan kalma ve şehrin sembolü olmuş İki Kule’dir. Kulelerin benim için en ilgi çekici noktası ise aynı Pisa Kulesi’ni anımsatan yavaşça eğrilmiş olmalarıdır. Ama bu eğrilme Pisa Kulesi’ne göre çok daha azdır. Bu Kuleler genel olarak 09:00-19:00 arasında açıktır ve yaklaşık 500 metre yukarıya merdivenlerle çıktıktan sonra çok küçük bir pencereden etrafı görebiliyorsunuz. Bence, sarf edilen çabaya kesinlikle değmeyen bir tecrübedir. İlgilenirseniz giriş ücreti 5 euro civarındadır.
Uyarı 5: Kulelerden sonra en ünlü yer ise bu heykelin bulunduğu Ana Meydan olan Piazza Maggiore‘dir. Bu meydan zaten İki Kule’nin hemen yanında bulunmaktadır. Burada biraz vakit geçirip Kulelerin ve meydanın karşısında bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Bu meydanın ortasında bulunan heykel ise Neptün Heykeli‘dir.
Ekstra
Turun devamı olarak yine meydanda bulunan bir Saray’ı ziyaret edebilirsiniz. Sarayın adı Palazzo d’Accursio olarak geçmektedir. Aynı zamanda Sarayın giriş ücreti de bulunmamaktadır. Sarayları seviyorsanız önerebileceğim 4 saray daha bulunuyor: Palazzo Pepoli Vecchio, Palazzo del Podesta, Palazzo Fava ve Palazzo de Enzo.
Tabi ki sarayların haricinde her şehirde olduğu gibi birçok bazilika ve katedral bulunmaktadır: Santa Stefano, San Domenico Bazilikası, Santa Maria Della Vita gibi. Şehirde hakim olan bu kiremit doku tabi ki kiliselerde ve kilise avlularında da kendini belli ediyor.
İyi Seyahatler,