Urfa Müzesi

Uyarı 1: Urfa’da görülmesi gereken en önemli ve en büyük müzedir. Zaten şehrin içindeki “Müze” levhaları sizi buraya yönlendirmektedir. Urfa Müzesi’nin tam yanında ise başka bir  müze bulunuyor: Urfa Haleplibahçe Mozaik Müzesi.

Urfa Haleplibahçe Mozaik Müzesi hakkındaki yazıma ulaşmak için burayı tıklayabilirsiniz.

Uyarı 2: 4-5 saat geçirebileceğiniz bir müzedir. Açıkçası çok donanımlı ve iyi hazırlanmış bir müzedir. Çok güzel kronolojik bir sıralamaya göre düzenlenmiş.

Uyarı 3: İçerideki çoğu eser eşsiz ve değerli ama bu müzenin görülmesi için üç ana eser sıralamak istiyorum.

1) Göbeklitepe’den çıkarılmış olan tapınak ve eserler

2) Balıklıgöl Heykeli

3) Asur Tabletleri

Göbeklitepe

Morgan Freeman’ının da Göbeklitepe Tepe’yi ziyareti bulunuyor. İnancın hikayesi adlı belgeselinde ilk bölümde uğradığı noktalardan biridir. Gitmeden önce izlemenizi öneririm.

Göbeklitepe’nin Putperestlikle çok fazla biçimde bağdaştırılması ve Palmyra kentine olan olaylardan sonra ülkemizde hiç vakit kaybetmeden görülmesi gereken bir ören yerimiz olduğuna inanıyorum. Sümerliler ile ilgili eskiden okuduğum yazılarda Sümerlilerin kayıp bir ölüler şehri varmış. Bu şehrin günümüzde keşfedilen Göbeklitepe olabileceğine inanıyorum. Göbeklitepe bazen restorasyonda olabiliyor ama siz de burada Göbeklitepe’den çıkarılmış önemli buluntular ve o büyüleyici salonu görebilirsiniz. Daha detaylı bilgi isterseniz burayı tıklayın.

Göbeklitepe D Tapınağı: Göbeklitepe, çapı 30m’ye ulaşan yuvarlak ve oval planlı 23 adet yapıdan oluşmaktadır. Bunlardan 6 tanesinin kazısı bitmiştir. Kazılar sonucunda burasının 11500 yıl öncesinde büyük bir buluşma merkezi olduğunu gösteriyor. En görkemli olan tapınak Urfa Müzesi’nde gördüğünüz D Tapınağıdır. Yükseklikleri 6 metre ağırlıkları 3o tona varan T biçiminde taşlarla oluşturulmuştur.T biçiminde taşların insanları simgelediği düşünülüyor.

Göbeklitepe’den çıkan heykellerin albümü:

Birçok hayvan figürü vardır.bunlar yaban domuzları, yabani öküzler, eşekler, ceylanlar, turnalar, leylekler, yılan, tilki, ibis, ördek ve kedigillerdir.

Müze’nin ilk girişinde “Balıklıgöl Heykeli” bulunuyor. Dürüst olmak gerekirse Müze’ye gelmeden önce bu eser hakkında bilgim yoktu. Dünya tarihinin en eski heykeli Standel Heykeliyken, (Günümüzde Peugeot arabaların üzerindeki Aslan motifi bu heykelden gelmektedir) Urfa Heykeli doğal büyüklükteki en eski heykeldir.

Balıklıgöl Heykeli: Urfa Heykeli, insanlık tarihinin iyi korunagelmiş, doğal büyüklükteki en eski heykelidir. 1990’lı yıllarda bulunmuştur. Heykel, kireçtaşından yapılmış ve 1.80 metre boyundadır. Göz yuvaları için siyah obsidyen parçalar yerleştirilmiştir. V biçimli kolyeyi andıran çizgiler hariç heykelin çıplak bir görünümü vardır. Ellerini önde birleştirmiştir. Balıklıgöl’ün hemen kuzeyinde, eski Urfa evlerinin hemen altında bulunmuştur.

Asur tabletleri ve açıklamaları:

Müzedeki diğer bulgular:

Bu kısımda benimen çok ilgimi çeken günümüzde Atatürk Barajının suları altında kalmış olan yerleşim yerlerinden çıkarılan buluntulardır.

Göbeklitepe D Tapınağı’nın yakınında (geçtikten hemen sonra sağ tarafta koridorun sonunda) benzer bir yapı olan Nevali Cori’ye ulaşılıyor.

Nevali Çori: 1992 yılında Atatürk Barajının altında kalmıştır. Çanak çömleksiz yerleşimiyle ön plana çıkmaktadır. Kanallı yapılar kurarak planlı bir yerleşim oluşturmuşlardır. Göbekli Tepe’den bilinen Çanak Çömleksiz Neolitik kültürün devamı niteliğindedir. Bu kazıda dikkat çeken unsur ise insan betimlemelerindeki sayısal artış ve heykellerde görülen yüksek kalitedir. Bu buluntular Çanak Çömleksiz Neolitik kültürün en güzel buluntuları arasındadır.

Bahsi geçen bulgular haricinde beni en çok etkileyen ise tekerleğin icadından sonra çocuklar için yapılmış olan oyuncak arabalar oldu.

Ziyaret sırasında anlayamadığım ise Babil Sarayı diye gösterilen bölümdü. Burası Sarayın bir bölümü mü? Maketi mi? yoksa  Sarayın kendisi mi? anlayamadım.

Asurlular Hakkında diğer bulgular:

 Babil Sarayı: Yeni Asur Döneminde gelişen yerleşme, Yeni Babil Döneminde, idari yapı olarak kullanıldığı anlaşılan bir saray yapılmıştır. Yapının ortasında çakıl desenli geniş bir avlu bulunmaktadır. Avlunun etrafındaki bazı mekanlar tahıl depolamak için kullanılmıştır. Söz konusu yapı, yeni Babil Dönemine ait ülkemizde tam olarak açılmış tek saray yapısıdır.

Ayrıca Yazının icadıyla ilgili çok yararlı bir tabloya ve Harran evlerinin gerçek boyutlarına yakın örneklerini de görebiliyorsunuz.Bazı arkeolojik kazıların buluntuları burada bulunmasa da haklarında bilgi edinebiliyorsunuz. Mesela: Mezraa-Teleilat, Akarçay Tepe, Gürcü Tepe.

İyi Seyahatler,