Girit Adası Gezi Rehberi | Örnek Bir Program

Uyarı 1:  Girit adası çok güzel bir yunan adasıdır. Girit adası için 4-5 günlük bir vakit ayırmanızı ve güzel plajlarından yararlanabilmek için kesinlikle yazın gelmenizi öneririm. Adalara ulaşım genelde pahalı ve biraz daha zor olduğu için girit adası seyahatiniz için gerekli ayarlamaları önceden yapmanız da fayda var. Bu seyahati İstanbul’dan gerçekleştirdiğim için Yunanistan’dan aktarmalı uçmanın en kolay çözüm olacağını düşündüm. Girit Adası uçak biletlerimi buradan satın aldım. Aktarmalar Atina üzerinden gerçekleşti sadece aktarmalar arasında 4 saat kadar beklemek gerektiği için adaya ulaşmak 7-8 saat sürdü. Eğer Türkiye’nin güneyinden gitmek isterseniz muhtemelen İzmir veya Bodrum’dan bir yunan adasına tekne ile geçip oradan  Girit Adası için aktarma yapmanız daha ekonomik ve zevkli olabilir.

Uyarı 2:  Eğer Girit adasına uçak ile gidecekseniz Heraklion Havalimanı da Hanya (Chania) Havalimanı’nı da tercih edebilirsiniz. Bulduğum biletler Heraklion üzerinden daha uygun olduğu için Heraklion’dan aldım. Adayı arabasız gezmenizin imkanı olmadığı için aynı havalimanına gidiş dönüşlü bilet alırsanız ve aracı havalimanından kiralarsanız en kolayı olacaktır. Heraklion havalimanı civarında ne yazık ki çok bilinen kiralama şirketleri yerine daha küçük şirketler bulunuyor. Bu konuda dikkat etmek de fayda var.

Uyarı 3: Adanın 3 büyük kenti var ve hepsini de görmek gerekiyor. Bu 3 kent  Hanya (Chania), Resmo (Rethimno) ve Heraklion (Kandiye)‘dir.  Bu 3 kentin adanın aynı yönünde olması zamansal açıdan büyük avantaj sağlıyor. Hanya’nın liman kısmı ve arka sokakları çok güzelken, Resmo daha Kosmopolit ve güney italya havası yakalamanızı sağlıyor. Heraklion’da ise Heraklion Arkeoloji müzesi ve Heraklion civarında bulunan Knossos ören yeri bulunuyor. Girit adasının eski yaşayanları yani mikenlerden günümüze kalan en ünlü saray ve diğer yapılar Knossos’ta bulunmaktadır.

Uyarı 4: Gerçekleştirdiğim örnek tur programı: 

1. Gün

Öğleden sonra Heraklion’a varış, araba kiralama ve direkt Hanya’ya ulaşım ve Hanya’da akşam yemeği.  (Heraklion- Hanya arası arabayla 2 saat sürmektedir). Akşam yemeği için Tamam restoranı veya sahildeki restoranlardan birini tercih edebilirsiniz.

2. Gün

Hanya’dan hareket ile Girit adasının en güzel sahilini Elafonisi‘yi görmek için yolculuğa çıktık. Burası ayrıca kumunun ve suyunun kalitesiyle Dünyanın en iyi plajları arasında. Kumunun diğer bir özelliği ise yer yer kızıl renkte olmasıdır. Hanya- Elafonisi arası kullandığınız rotaya göre 1.5 saat ile 2 saat arası sürmektedir. Ama Yunanistan yol çalışmalarının sıklığını biliyorsanız her yol her an kapatılabilir ve başka yollara transfer edilerek beklediğinizden çok daha fazla vaktinizi alabilir. Bu yüzden yolu 3 saat olarak hesaplamakta fayda var. Biz yol üstündeki Phalassarna sahilini görmek istediğimiz için sahilden yola çıktık ve Phalassarna‘da mola verdik.

Phalassarna’da vaktiniz olursa buranın gün batımı oldukça güzel ve bu gün batımını izleyebileceğiniz oldukça güzel Orange Blue adında da bir bara sahip. Gerçekten Phalassarna da Girit Adasının güzel bir sahili ancak Elafonissi’deki vaktimizden çalmamak için kısa bir vakit geçirmeye karar verdik. Daha sonra bahsettiğim gibi sahilde olan bir çalışmadan ötürü dağlık yola gitmemiz gerekti. Bu yol üzerinde de güzel bir manzara için durabileceğiniz bir alan var.  Burayı da geçtikten sonra Elafonissi’ye ulaştık. Gerçekten de Elafonissi günü geçirmek ve gün batımını değerlendirmek için harika bir noktaydı.Elafonissi’nin birkaç fotoğrafı: 3. Gün Hanya‘da konakladığımız yerden ayrıldık ve Hanya civarını gezerek Heraklion’a doğru yol almamız gereken bir gündü. Elafonissi ve Phalassarna’yı görmüş olsak da adanın en ünlü 2. sahilini görmeden gitmek olmazdı. Burası Hanya’ya arabayla tam olarak 30 dakika uzaklıkta bulunan Loutraki idi.

Bu sahilin önemli olmasının  ise nikos kazantzakis’in meşhur kitabı olan ve daha sonra filme de çekilen Zorba The Greek’in geçtiği sahildir. Loutraki (Loytraki)’nin sağda fotoğrafını görebilirsiniz.Günümüzde birçok yerde kursları verilen Sirtaki dans türü de bu filmin son sahnesinde bu plajda çekilmiştir.  Telefondaki haritada  Restaurant Loutraki olarak aratırsanız kolaylıkla bulabilirseniz. Ayrıca burası Hanya uluslararası havalimanı’na çok yakın mesafede bulunduğu için belki haritada belirlemeniz de daha kolay olur. Vaktimiz olduğu için bu küçük yarımadanın diğer sahil tarafındaki Kalathas plajına da uğradık Loutraki ile aralarında sadece 15 dakikalık uzaklık bulunuyor.

Girit Adası’nın bu küçük sahillerini de gördükten sonra Heraklion yolculuğumuza başladık. Yol üzerinde bulunan Rethimno ise beklediğimden oldukça güzeldi. Öğle yemeği için burayı iyi ki beklemişiz ! Bu kentte 4 saat kadar vakit geçirdik. Bu vakit içinde limanda balık ürünleriyle dolu bir öğle yemeği, Resmo Kalesi ziyareti ve kahve molası verdik. Rethimno Kalesi’nin içi de manzarası da 1 saat kadar vakit ayırmanız için ideal. Giriş için de az da olsa bir ücret ödemeniz gerekiyor.

Rethimno’da park yeri sıkıntılı olduğu için veya paralı olduğundan, Kalenin aşağısındaki ücretsiz  park alanından yararlanabilirsiniz. Artık akşama doğru 1 saat kadar daha yol giderek Kandiye’ye konaklama için gidebilir ve eşyalarınızı yerleştirdikten sonra keşif için eski şehrin merkezinin civarı olan alana gidebilirsiniz. Heraklion Arkeoloji Müzesi ve Neoria Vechi arasında kalan bölgeye gezilecek yerlerin ve gece hayatının olduğu bölge diyebiliriz. Şehrin meydanı ve gece hayatına dair birkaç fotoğraf 4. Gün

Sabah güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra Knossos Ören Yeri gezisi ve Heraklion Arkeoloji Müzesi gezisi ile günü oldukça verimli geçirebilirsiniz. Eğer öğrenciyseniz öğrenci kartınızı sakın unutmayın çünkü müze ve saray için giriş ücretleri Girit’ten beklediğiniz kadar uygun fiyatlı değil. Güne önem sırası daha yüksek olduğu için ve çalışma saatlerinin ise haftanın her günü sadece 08:00-15:00 arasında olduğu için  Knossos ile başlamanızı öneriyorum. Heraklion ve Knossos arası arabayla 15 dakika sürmektedir.

Knossos Hakkında Bazı Tarihi Bilgiler: Miken uygarlığının en büyük eserlerinden olan bu saray 1878 tarihinde Minos Kalokairinos tarafından bulunmuş. Buradaki kazı çalışmalarının sorumluluğu, 2. dünya savaşı itibariyle Heraklion Arkeoloji Müzesi Yöneticilerine geçmiştir. 1925 yılına kadar küçük çapta restorasyonlarla yapıyla alakalı çalışmalar yapılmıştır.  1925 yılında tahta kısımlar tekrar yapılmış ve duvar resimlerinin birçok açıdan kopyası çıkartılmıştır.

Knossos Sarayı, Girit’teki Sarayların en büyüğüdür Burası hem denize yakınlığı hem de verimli topraklarından ötürü tercih edilmiştir. M.Ö. 1900larda inşaa edilmiş olan Saray, M.Ö. 1700lerde bir kısmı yıkılıp daha geniş kapsamlı dairesel bir büyütmeye ek olarak duvar boyamalarıyla süslü yeni daireler de eklenerek tekrardan yapılmıştır. Saray  daha sonraları da ekonomik, siyasi ve dini bir merkez haline gelmiştir. M.Ö. 1450’lerde girit sarayları yok edilmiş olsa da Bu Saray kullanılmaya devam edilmiştir.

Sarayın içerisinde yürümeye başladıkça  karşınıza bazı duvar süslemeleri, sütunlar, boğa boynuzları ( Miken uygarlığının önemli simgelerinden) çıkacaktır. Bu alanı gezip incelemek için 2 saatinizi ayırmanızı öneririm.

Alanı gezdiğimiz sürece gördüklerim arasında beni en çok etkileyenler ise duvar resimleri oldu. Özellikle aşağıdaki resimlerden son fotoğrafta bulunan duvar resminin de ayrıca bir önemi olduğu için hakkında bilgilendirme de bulunuyor.   Bu  Prens Fresk,, Saray’ın güney girişinden günümüze ulaşan tek fresktir ve figürün erkek mi kadın mı olduğu konusunda hala süregelen tartışmalar bulunmaktadır. Sarayın geri kalan kısmında ise aşağıdaki görsellerde görüleceği gibi sadece bazı duvarlar ve kolonlar bulunuyor. Ama tonların bu kadar güzel görünüyor olması miken kültürünün orijinalliğini biraz da olsa anlamamıza yardımcı oluyor.

Miken Sarayı olan Knossos’u gezdikten sonra turun son bölümü olan Heraklion Arkeoloji Müzesi’ni ziyarete gitmelisiniz. Burası da 2 saate kadar yakın vaktinizi alacaktır. Girişte sizi Knossos sarayının maketi karşılıyor aslında. Daha sonraları ise görebileceğiniz birçok çeşit küçük büyük objeler, altın takılar, çömlekler, sandıklar ve çok daha fazlası bulunuyor.

Müzede görmüş olduğum ve fotoğrafını eklemiş olduğum tüm bu kategorilere ait fotoğrafları aşağıda bulabilirsiniz.

iyi seyahatler,

Müze’de En Beğendiğim Objeler

Çömlekler Takılar ve Altın Objeler Küçük Objeler Sandıklar Knossos Miken Sarayındaki Duvar Fresklerinin Orijinalleri